Adeta büyük bir fabrika üzere çalışan ve bedenimizdeki tüm işlevleri denetim eden insan beyninin 80 milyardan fazla hudut hücresinden (nöron) oluştuğunu biliyor muydunuz? Ya her bir nöronun öbür nöronlarla irtibat kurmak için milimetreden küçük kablolara benzeyen çok sayıda uzantılarının (aksonlar ve dendritler) olduğunu? Şimdi gün yüzüne çıkarılamamış sayısız özelliği olan bu karmaşık ve gizemli organa yönelik bilim insanlarının çalışmaları süratle devam ederken, Nöroloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Seçkin “Bu kadar karmaşık bir biyolojik yapının uygun çalışması için gerekli olan yapıtaşları bir-iki besinden sağlanamayacağı üzere, her bireyin gereksinim duyduğu beslenme biçimi ve besin destekleri de yaş, cinsiyet, aile hikayesi, hastalıklar hatta mesleği de göz önünde bulundurularak belirlenmelidir. Beyin sıhhati için yanlışsız beslenme alışkanlığını tertipli idman ve uygun bir uyku nizamı ile de desteklemedikçe faydası sonlu olacaktır” diyor ve güçlü ve zinde beyin için tekliflerde bulunuyor.
GÜÇLÜ VE ZİNDE BEYİN İÇİN ÖNERİLER
Gluten Alzheimer hastalığını tetikleyebiliyor! Ülkemizde son yıllarda Alzheimer hastalarının sayısı artarken, bu artışın bir nedeninin de sağlıklı beslenme alışkanlıklarından uzaklaşılıp endüstriyel olan işlenmiş eserlere yönelimin ve tarım eserlerinde pestisit (böcek ilacı) kullanımının artması olduğunu belirten Seçkin “Son yıllarda yapılan çalışmalar; beyinde hudut dokularının iltihaplanması sonucu Alzheimer hastalığına yatkınlığın arttığını, bunun ana nedenlerinden birinin de yanlış beslenme olduğunu, buğday, çavdar, yulaf üzere tahıllarda bulunan ‘gluten’ ismi verilen bir proteinin kronik nörolojik enflamasyonda rol aldığını göstermiştir. Gluten bilhassa genetiği değiştirilmiş buğday ile üretilmiş ve rafine edilmiş unlarda daha ağır ölçüde bulunurken, buğdayın anavatanı olan Anadolu’da üretilen Siyez, Karakılçık, Kavılca üzere buğday cinslerinde daha düşük ölçüde bulunmaktadır” diyor.
Şeker, un, tuz üçlüsünden kaçının!
“Üç beyaz” olarak isimlendirilen rafine edilmiş tuz, şeker ve un tüketiminin de Alzheimer hastalığı açısından riski artıran besinler olarak kabul edildiğini belirten Seçkin “Beslenme sadece beynimize ve bedenimize ‘yakıt’ sağlamak için yapılmamalı. Tıpkı kışın fosil yakıtları ile ısıtılan meskenlerde, sobadaki yanma sürecinin “yan ürünlerini” içeren dumanların hava kirliliği oluşturarak bizleri zehirlemesi üzere vücudumuza sunduğumuz makus yiyeceklerin de bizleri doyurup “ısıtsalar” dahi ortaya çıkan yan eserler aracılığı ile vücudumuz ve beynimiz için birer zehire dönüşebileceklerini unutmamak gerekir” ihtarında bulunuyor.
Bu yağlara ve işlenmiş eserlere dikkat!
Yapılan çalışmaların; palm yağı, işlenmiş süt eserleri ve kırmızı ette bulunan yağlar, hazır atıştırmalıklar ve kızartmalarda bulunan trans yağların epeyce ziyanlı olduğunu ortaya koyduğunu söyleyen Seçkin; mısır yağı, ayçiçek yağı ve kanola yağı üzere linoleik asit içeren yağların da yüksek ısıda pişirildiğinde hücre hasarına neden olabildiğini vurguluyor. Seçkin “Bu moleküller ‘Silent Killer’ yani ‘Sessiz Katil’ olarak da isimlendirilmişlerdir. Alzheimer hastalarının beyinlerinin sağlıklı bireylere nazaran daha “asidik” yapıda olduğunu belirten Seçkin, bedenin pH istikrarını asidite lehine bozacak kırmızı et, doğal olmayan yemlerle beslenmiş çiftlik balığı, tahıl, alkol, gazlı ve şekerli içecekler ve güç içeceklerinden de kaçınılması gerektiğini söylüyor.
Beyin dostu besinler
Soğuk sıkım sızma zeytinyağı başta olmak üzere, deniz eserleri, badem, fındık, ceviz, çiya tohumu, avokado ve semiz otu üzere omega-3 içeren besinlerin ise tam bilakis Alzheimer hastalığı üzerindeki düzgünleştirici tesirleri olduğuna ve unutkanlığı azalttığının kanıtlandığına dikkat çeken Seçkin şöyle konuşuyor: “Mevsim zerzevat ve meyveleri, olta balığı, karnabahar, brokoli, lahana, sarımsak, soğan, zencefil, limon üzere eserlerin bilhassa tüketilmesi önerilmektedir.